Ortaklığın giderilmesi davası (izale-i şuyu), ortak mülkiyet ya da ortaklığı bulunan bir mal üzerindeki ortaklığın sona erdirilmesi amacıyla açılan bir davadır. Genellikle gayrimenkul, arsa veya miras gibi değerlerde ortak mülkiyet hakkının bulunduğu durumlarda, ortaklardan biri veya birkaçı aralarındaki bu ortaklığı sona erdirmek istediğinde başvurulan yasal bir yoldur.
Ortaklığın giderilmesi davası, ortakların arasında anlaşmazlık olduğunda veya malın bölünmesi konusunda ortaklar arasında bir uzlaşma sağlanamadığında gündeme gelir. Davanın sonucunda, mahkeme malın paylaşımını, satışını ya da diğer hukuki çözümleri emredebilir.
Ortaklığın Giderilmesi Davası Nasıl Açılır ?
Ortaklığın giderilmesi davası açmak, ortak mülkiyetin sonlandırılması ve ilgili taşınmazın taraflar arasında adil bir şekilde paylaştırılması için yasal bir yol sunar. Bu davanın açılma süreci şu adımları içerir:
- Hukuki Danışmanlık Alınması
Dava sürecine başlamadan önce, bir avukattan hukuki danışmanlık almak önemlidir. Avukatınız, davanın açılması için gereken belgeleri hazırlamanıza, süreci doğru bir şekilde yönetmenize ve olası hukuki riskleri minimuma indirmenize yardımcı olur.
- Gerekli Belgelerin Toplanması
Davanın açılabilmesi için gereken belgeler arasında:
- Tapu kaydı gibi taşınmazın mülkiyetini gösteren resmi belgeler,
- Varsa, ortak mülkiyet anlaşmaları veya sözleşmeler,
- Ortaklığın giderilmesini gerektiren diğer kanıtlar (örneğin, taraflar arasında yapılan yazışmalar) bulunur.
- Dilekçe Hazırlanması
Dava dilekçesi, davanın konusunu, tarafları, taleplerinizi ve hukuki gerekçelerinizi detaylı bir şekilde açıklamalıdır. Avukatınız bu dilekçeyi hazırlayarak, dava sürecinin resmi olarak başlaması için mahkemeye sunar.
- Dilekçenin İlgili Mahkemeye Sunulması
Dilekçe, taşınmazın bulunduğu yerdeki Sulh Hukuk Mahkemesi’ne sunulur. Dilekçenin sunulması ile birlikte, dava açma harcı ve diğer yargılama giderleri de ödenmelidir.
- Dava Sürecinin Takibi
Dilekçenin mahkemeye sunulmasından sonra, mahkeme dava sürecini başlatır. Bu süreçte, mahkeme tarafları dinler, gerekirse bilirkişi atar ve kanıtları değerlendirir. Dava süreci boyunca, tarafların avukatları tarafından sürekli olarak takip edilir.
- Mahkeme Kararının Alınması
Mahkeme, toplanan deliller ve yapılan incelemeler doğrultusunda bir karar verir. Karar, ortaklığın giderilmesi şeklini (satış, taksim, vb.) ve tarafların haklarını belirler.
Bu süreç, yasal prosedürlere ve davanın karmaşıklığına bağlı olarak zaman alabilir. Avukatlarımız, süreç boyunca size rehberlik ederler ve en iyi sonucu almanız için gereken adımları atmanıza yardımcı olurlar.
Ortaklığın Giderilmesi Davası Red Sebepleri Nelerdir ?
Ortaklığın giderilmesi davasının reddedilme sebepleri genellikle duruma özgüdür, ancak bazı yaygın sebepleri aşağıda paylaştık.
- Yasal Dayanak Eksikliği: Davacının, ortaklığın giderilmesi için yeterli hukuki gerekçe sunamaması durumunda mahkeme davanın reddine karar verebilir. Örneğin, dava, yasal olarak ortaklık hakkı olmayan bir kişi tarafından açılmışsa reddedilebilir.
- Anlaşma veya Şartname Varlığı: Eğer ortaklar arasında, ortaklığın giderilmesi şartlarını düzenleyen bir anlaşma veya sözleşme varsa ve bu anlaşma dava konusu edilen durumu kapsıyorsa, mahkeme bu anlaşmaya dayanarak davayı reddedebilir.
- Usul Hataları: Dava dosyasında usul hatalarının olması, yani davanın hukuki süreçlere uygun olarak yürütülmemesi de davanın reddedilmesine neden olabilir. Bu, yanlış mahkemede dava açılması veya gerekli belgelerin sunulmaması gibi durumları içerebilir.
- Zaman Aşımı: Ortaklığın giderilmesi talebinde bulunulması için belirlenen yasal sürelerin aşılması durumunda mahkeme, zaman aşımı gerekçesiyle davayı reddedebilir.
- Davanın Konusuz Kalması: Eğer dava açıldıktan sonra ortaklığın konusu ortadan kalkarsa, örneğin ortak mal zaten satılmış veya başka bir yolla paylaşılmışsa, mahkeme davanın konusuz kaldığını belirterek reddedebilir.
Ortaklığın giderilmesi davasında, tarafların mevcut yasal haklarını ve süreci doğru anlamaları için genellikle hukuki danışmanlık alınmasını öneriyoruz.
Ortaklığın Giderilmesi Davası Vekalet Ücreti ve Avukatlık Ücreti
Ortaklığın giderilmesi davasında avukatlık veya vekalet ücreti, genellikle davanın karmaşıklığına, süresine ve avukatın deneyimine bağlı olarak değişiklik göstermektedir.
Avukatlık ücreti konusunda net bir bilgi almak için, avukatlarımız ile doğrudan iletişime geçerek ve bir ön görüşme yapmak en doğru yaklaşım olacaktır. Avukatlarımız, dava hakkında bilgi verir ve muhtemel masraflar konusunda sizi bilgilendirirler.
Ortaklığın Giderilmesi Davası Ne Kadar/Kaç Yıl Sürer ?
Ortaklığın giderilmesi davasının süresi, davanın karmaşıklığına, ilgili mahkemenin iş yüküne ve davanın taraflar arasındaki anlaşmazlıkların boyutuna bağlı olarak değişebilir. Türkiye’de bu tür davalarda süreç şu şekilde işleyebilir:
- Davanın Karmaşıklığı: Davanın içeriğine bağlı olarak, bazı davalarda çok sayıda belge ve delil incelenmesi gerekebilir. Bu, sürecin uzamasına neden olabilir.
- Mahkeme İş Yükü: Mahkemenin mevcut iş yükü de davanın ne kadar sürede sonuçlanacağını etkileyebilir. Yoğun mahkemelerde işlemler daha yavaş ilerleyebilir.
- Anlaşmazlıklar ve İtirazlar: Taraflar arasındaki anlaşmazlıkların çözümü ve olası itirazlar süreci uzatabilir. Tarafların anlaşmaya varması veya uzlaşma yoluna gitmesi, davanın daha hızlı sonuçlanmasını sağlayabilir.
- Duruşma Sayısı: Davanın duruşma sayısı, mahkeme kararlarına ve tarafların delil sunma ihtiyacına bağlı olarak artabilir. Her duruşma, genel süreci uzatabilir.
Genel olarak, ortaklığın giderilmesi davaları birkaç aydan birkaç yıla kadar sürebilir. Ancak, mahkemelerde genel olarak, bu tür davalarda süreç ortalama olarak 6 ay ile 1,5 yıl arasında değişebilir. Ancak her dava farklıdır ve davanın özelliklerine bağlı olarak bu süreçler değişkenlik gösterebilir. Bu nedenle, daha kesin bilgi almak için bir avukatlarımıza danışabilirsiniz.
Ortaklığın Giderilmesi Davası Dilekçe Örneği
Ortaklığın giderilmesi davası için hazırlayabileceğiniz dilekçe örneği aşağıda verilmiştir. Bu örneği, kendi durumunuza uygun şekilde düzenlemeniz gerekebilir. İlgili bilgileri doldurarak ve gerekli belgeleri ekleyerek kullanabilirsiniz:
T.C. [İLGİLİ MAHKEMENİN ADI] MAHKEMESİ’NE
DAVACI : [Adınız Soyadınız]
ADRES : [Tam adresiniz]
TELEFON : [Telefon numaranız]
VEKİLİ : [Avukatınız varsa adı ve iletişim bilgileri]
DAVALI : [Davalı(lar)ın adı soyadı]
ADRES : [Davalı(lar)ın adresi]
KONU : Ortaklığın Giderilmesi Talebimiz Hakkındadır.
AÇIKLAMALAR :
- Davalı(lar) ile birlikte [mülkün açıklaması, örneğin “İstanbul ili, Beşiktaş ilçesi, … mevkii, … pafta, … ada, … parsel üzerinde kayıtlı … m² büyüklüğünde arsa”] taşınmaz üzerinde [ortaklık oranınız, örneğin “1/3”] oranında ortak mülkiyet hakkına sahibiz.
- [Ortaklığın giderilmesi talebinizi açıklayın, örneğin: “Söz konusu taşınmazın paylaşılması konusunda davalılar ile anlaşamamaktayız ve bu durumun çözülmesi için mahkemenin müdahalesini talep etmekteyiz.”]
- [Varsa, diğer önemli bilgileri ve talepleri ekleyin.]
HUKUKİ NEDENLER : TMK ve ilgili diğer yasal hükümler.
DELİLLER : Tapu kaydı, varsa ekspertiz raporu, tanık beyanları ve diğer kanıtlayıcı belgeler.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, taşınmazın ortaklığının giderilmesine, taşınmazın satış yoluyla paraya çevrilerek gelirin paylaşılmasına veya paylaşımının mahkemece tayin edilecek bir yöntemle yapılmasına karar verilmesini saygılarımla talep ederim. [Tarih]
İmza
Bu dilekçeyi kullanmadan önce, her zaman bir avukatla görüşmenizi ve dilekçenizi hukuki gerekliliklere uygun olarak düzenlemenizi öneriyoruz. Mahkeme süreçlerinde uyulması gereken özel kurallar ve usuller olabilir ve bu kurallara uygun bir dilekçe, işlemlerinizi hızlandıracaktır.
Ortaklığın Giderilmesi Davası Arabuluculuk
Ortaklığın giderilmesi davası sürecinde arabuluculuk, taraflar arasındaki anlaşmazlığı mahkemeye gitmeden çözümlemek için kullanılan etkili bir yöntemdir. Türkiye’deki hukuk sisteminde, özellikle mülkiyet ve ortaklık gibi konularda anlaşmazlıkların çözümünde arabuluculuk giderek daha fazla tercih edilmektedir. Arabuluculuk, tarafları bir araya getirerek, onların bir uzman eşliğinde sorunlarını konuşmalarını ve karşılıklı kabul edilebilir bir çözüme ulaşmalarını sağlar.
Ortaklığın Giderilmesi Davası Arabuluculuk Sürecinin Avantajları:
- Zaman ve Maliyet Tasarrufu: Arabuluculuk, genellikle mahkeme süreçlerine göre daha hızlı ve ekonomiktir. Taraflar, dava açmadan önce bir çözüme ulaşabilirler.
- Gizlilik: Arabuluculuk süreci gizlidir. Taraflar, meselelerini halka açık bir mahkemede tartışmak zorunda kalmazlar.
- Kontrol ve Esneklik: Taraflar, çözüm sürecinin bir parçasıdır ve sonucu birlikte şekillendirirler. Bu, her iki taraf için de daha tatmin edici sonuçlar doğurabilir.
- İlişkilerin Korunması: Arabuluculuk, ilişkileri koruyucu ve onarıcı bir yaklaşım sergiler. Ortaklık içindeki kişiler arasında devam eden bir ilişki varsa, arabuluculuk bu ilişkinin zarar görmesini önlemeye yardımcı olabilir.
Ortaklığın Giderilmesi Davasında Arabuluculuk Süreci:
- Başvuru: Taraflar, ortaklığın giderilmesi konusunda anlaşmazlık yaşadıklarında, bir arabulucuya başvurabilirler.
- Arabulucu Seçimi: Tarafların anlaşmasıyla veya ilgili arabuluculuk merkezi tarafından bir arabulucu atanır.
- Toplantılar: Arabulucu, tüm taraflarla bir araya gelerek sorunları dinler ve tarafların çözüm yollarını tartışmalarına yardımcı olur.
- Anlaşma: Taraflar, arabulucunun yardımıyla bir anlaşmaya varabilirler. Bu anlaşma, yasal olarak bağlayıcı bir belge haline getirilebilir ve mahkeme tarafından onaylanabilir.
- Başarısızlık Durumu: Eğer arabuluculukla anlaşmaya varılamazsa, taraflar dava açma yoluna gidebilirler.
Arabuluculuk, ortaklığın giderilmesi gibi potansiyel olarak uzun ve maliyetli dava süreçlerini önlemek için etkili bir alternatif sunar. Ancak, her iki tarafın da arabuluculuğa gönüllü olarak katılması ve sürece açık olmaları gerekir.
Ortaklığın Giderilmesi Davası Hangi Mahkemede Açılır ?
Ortaklığın giderilmesi davası (ortaklığın giderilmesi davası yetkili mahkeme), genellikle taşınmazın bulunduğu yerdeki Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılır. Türkiye’deki hukuk sisteminde, taşınmaz mülklerle ilgili davalarda, davanın konusu olan taşınmazın yer aldığı mahkemenin yargı çevresi içinde dava açılması esastır. Bu, “yerel yetki” olarak bilinir ve genelde davanın objektif şekilde ve ilgili tarafların erişim kolaylığı gözetilerek yürütülmesini sağlar.
Eğer dava konusu mülk birden fazla yerde bulunan taşınmazlar içeriyorsa, bu taşınmazlardan herhangi birinin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde dava açılabilir. Ancak, pratikte çoğunlukla taşınmazın en büyük parçasının bulunduğu yer mahkemesi tercih edilir.
Ortaklığın giderilmesi davası açmadan önce, davanın açılacağı mahkemenin doğru belirlenmesi için genellikle bir hukuk profesyoneline danışmak yararlı olabilir. Mahkemenin yargı alanı ve yerel yetki kuralları karmaşık olabilir ve davanın doğru mahkemede açılmaması, sürecin uzamasına neden olabilir veya davanın usulden reddedilmesine sebep olabilir.
Ortaklığın Giderilmesi Davası Devam Ederken Hisse Satışı Durumu
Ortaklığın giderilmesi davası devam ederken, ilgili taşınmazın ortaklarından birinin kendi hissesini satması hukuki olarak mümkündür; ancak bu durum bazı hukuki karmaşıklıklar yaratabilir ve dava sürecini etkileyebilir.
Hisse Satışının Hukuki Durumu
- Hisse Devri: Ortaklığın giderilmesi davası sırasında bir ortağın hissesini başka bir şahsa satması yasal olarak mümkündür. Ancak, bu satış diğer ortaklara ve mahkemeye bildirilmelidir. Satış işlemi tapu dairesinde gerçekleştirilir ve yeni malikin hakları tapu kayıtlarına işlenir.
- Bilgilendirme Yükümlülüğü: Satış işlemi gerçekleştiğinde, bu durumun diğer ortaklara ve dava sürecini yürüten mahkemeye bildirilmesi gerekmektedir. Yeni malik, davaya dahil olabilir veya dava sonucundan etkilenebilir.
- Davanın Sevk ve İdare Edilmesi: Yeni alıcı, dava sonucuna bağlı olarak taşınmaz üzerindeki haklarını kullanacak olduğundan, dava sürecinde belirli haklara sahip olur. Bu, özellikle dava sonucunda taşınmazın satılması veya bölünmesi kararı çıkarsa önemli olabilir.
Potansiyel Riskler ve Dikkat Edilmesi Gerekenler
- Alıcıların Bilgilendirilmesi: Hisse satışı yapılırken, alıcıların dava durumundan ve olası hukuki sonuçlardan haberdar edilmesi önemlidir. Aksi takdirde, alıcı daha sonra yaşanabilecek sorunlar nedeniyle hukuki yollara başvurabilir.
- Davanın Karmaşıklığı: Hisse satışı, davanın karmaşıklığını artırabilir ve süreci uzatabilir. Yeni alıcıların davaya dahil olması, işlemlerin daha fazla hukuki incelemeye tabi tutulmasını gerektirebilir.
Sonuç
Ortaklığın giderilmesi davası sırasında hisse satışı yapılması yasal olarak mümkün olmakla birlikte, bu işlem hem satıcı hem de alıcı için belirli hukuki sorumluluklar ve riskler içerir. Bu tür bir satış gerçekleştirmeden önce, bir hukuk profesyoneline danışmak ve tüm tarafların haklarını koruyacak şekilde işlemi düzenlemek önemlidir.
Ortaklığın Giderilmesi Davası Harç Ne Kadar ve Nasıl Hesaplanır ?
Ortaklığın giderilmesi davası için ödenmesi gereken harç miktarı, davanın konusu olan taşınmazın değerine bağlı olarak hesaplanır. Dava harçları, davanın konusunu oluşturan maddi değer üzerinden belirlenir ve bu harçlar genellikle davanın başında ödenir.
Harç Hesaplama:
- Taşınmazın Değeri: Öncelikle, dava konusu taşınmazın rayiç veya piyasa değeri tespit edilmelidir. Bu değerleme, genellikle bir bilirkişi tarafından yapılır veya tarafların anlaşmasıyla belirlenebilir.
- Harç Oranı: Taşınmazın değerine göre, ilgili yasal mevzuatta belirtilen oranlar dahilinde harç hesaplanır. Harç miktarı, Harçlar Kanunu’nda belirtilen tarifelere göre belirlenir ve bu tarifeler zaman zaman güncellenebilir. Genellikle, taşınmaz değerinin belli bir yüzdesi olarak hesaplanır.
- Ek Ücretler: Dava sürecinde ortaya çıkabilecek ek ücretler de olabilir, örneğin bilirkişi ücretleri veya ilan masrafları gibi. Bu tür masraflar, dava harcına ek olarak ödenir.
Güncel Harç Oranlarına Erişim:
Harç miktarları ve hesaplama yöntemleri, Harçlar Kanunu ve ilgili diğer yasal düzenlemelerle belirlenir. En güncel harç tarifeleri ve hesaplama yöntemleri için Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı’nın resmi web sitesi veya ilgili mahkemelerden bilgi alınabilir.
Dava harcı, davanın başında ilgili mahkeme veznesine yatırılmalıdır. Bu ödeme, dava dosyasının kabul edilmesi ve sürecin başlaması için gereklidir. Harçların doğru hesaplanması ve zamanında yatırılması, dava sürecinin aksamadan ilerlemesi için önemlidir. Dava açmadan önce, konu hakkında detaylı bilgi almak ve güncel mevzuatı kontrol etmek üzere avukatlarımız ile görüşebilirsiniz.
Ortaklığın Giderilmesi Davası Adli Tatilde Görülür mü ?
Türkiye’de adli tatil, her yıl 20 Temmuz’dan başlayıp 31 Ağustos’a kadar süren bir dönemi kapsar. Bu süre zarfında, mahkemeler genellikle acil nitelikte olmayan işleri durdurur. Ancak, acil nitelikteki davalar ve işlemler adli tatil sırasında da görülmeye devam eder.
Ortaklığın Giderilmesi Davaları ve Adli Tatil
Ortaklığın giderilmesi davası, genellikle adli tatil döneminde görülmez. Bu tür davalar acil nitelikte olmadığı için, adli tatil süresince durdurulur ve tatil sonrasında devam eder. Ancak, bazı durumlar bu genel kuralın dışında kalabilir:
- Önemli ve Acil Durumlar: Eğer dava içerisinde ele alınması gereken acil bir durum varsa (örneğin, taşınmazın zarar görmesi riski gibi), mahkeme bu tür işlemleri adli tatil sırasında da görüşebilir.
- Nöbetçi Mahkemeler: Adli tatil döneminde nöbetçi mahkemeler çalışmaya devam eder. Acil durumların değerlendirilmesi bu mahkemeler tarafından yapılır.
Adli Tatil ve Dava Süreçleri
Adli tatil sırasında, mahkemelerin işleyişi ve dosyaların işlenmesi yavaşlayabilir. Bu, davanızın süresinin uzamasına neden olabilir. Eğer davanız adli tatil öncesinde başlamışsa ve tatil dönemine denk gelmişse, duruşma tarihleri tatil sonrasına planlanabilir.
Davanın durumuna veya mahkemenin kararına bağlı olarak, adli tatil döneminde de bazı yargı işlemleri devam edebilir. Bu nedenle, davanın adli tatil döneminde nasıl işleyeceği konusunda en doğru bilgiyi almak için avukatlarımız ile iletişim kurabilirsiniz. Avukatlarımız, davanın özelliklerine göre size en güncel ve doğru bilgiyi verecektir.
Miras Nedenli Ortaklığın Giderilmesi Davası Ne Kadar Sürer ?
Miras nedeniyle ortaya çıkan mülkiyet ortaklığının giderilmesi davasının süresi, çeşitli faktörlere bağlı olarak değişebilir. Bu tür davalarda süre, davaya özgü koşullar, taraflar arasındaki anlaşmazlıkların boyutu, mahkemenin iş yükü ve ilgili yasal prosedürler gibi unsurlar tarafından etkilenir.
Davanın Süresini Etkileyen Faktörler:
- Davanın Karmaşıklığı: Miras yoluyla elde edilen taşınmazlar üzerinde birden fazla kişinin hak iddia etmesi durumu karmaşıklaştırabilir. Ayrıca, mirasçılar arasında anlaşmazlık olması, davayı uzatan başka bir faktördür.
- Mahkeme İş Yükü: Davanın görüldüğü mahkemenin mevcut iş yükü de süreci etkileyebilir. İş yükü fazla olan mahkemelerde, işlemler daha yavaş ilerleyebilir.
- Bilirkişi İncelemesi: Özellikle miras nedeniyle ortaklığın giderilmesi davalarında taşınmazın değerinin belirlenmesi için bilirkişi incelemesi gerekebilir. Bu inceleme süreci, davanın süresini uzatabilir.
- Yasal Prosedürler ve İtirazlar: Yasal süreçlerin tamamlanması ve varsa tarafların itirazları, davanın uzamasına neden olabilir.
Genel Süre Tahmini:
Genellikle, miras nedeniyle ortaklığın giderilmesi davaları birkaç aydan birkaç yıla kadar sürebilir. Türkiye’deki mahkemelerde, bu tür davalarda süreç ortalama olarak 6 ay ile 1,5 yıl arasında değişebilir. Ancak, her dava benzersiz olduğu için, bazı dava süreçleri bu ortalama süreden daha uzun veya daha kısa sürebilir.
Davanın süresi hakkında daha kesin bir tahmin almak ve süreci mümkün olan en verimli şekilde yönetmek için, bir avukatla çalışmanız tavsiye edilir. Avukatlarımız, davanın özelliklerini ve mahkemenin işleyişini göz önünde bulundurarak size daha net bilgiler verebilir
Ortaklığın Giderilmesi Davası Kesinleşmeden İcraya Konulabilir mi ?
Ortaklığın giderilmesi davası kesinleşmeden icraya konulması genellikle mümkün değildir. Mahkeme kararının kesinleşmesi, yani tüm itiraz yollarının tüketilmiş olması veya itiraz sürelerinin geçmiş olması gerekmektedir. Ancak, bazı istisnai durumlar söz konusu olabilir.
İcra İşlemleri ve Kesinleşme Şartı
- Kesinleşme: Hukuk sistemimizde, bir mahkeme kararının icra edilebilmesi için genellikle kesinleşmiş olması gerekmektedir. Yani, karar üzerine yapılacak olan tüm itirazların sonuçlanmış olması veya itiraz süresinin geçmiş olması gerekmektedir.
- İstisnai Durumlar: Bazı durumlarda, mahkeme kararının henüz kesinleşmemiş olmasına rağmen, özellikle taraflardan birinin mağduriyetinin önlenmesi gibi zorunlu hallerde, mahkeme geçici bir tedbir kararı verebilir. Bu tür bir karar, kesinleşmemiş olsa bile, belirli icra işlemlerinin yapılmasına olanak tanıyabilir.
Ortaklığın Giderilmesi Davalarında İcra Durumu
Ortaklığın giderilmesi davasında, genellikle dava sonucunda verilen kararın kesinleşmesi beklenir. Ancak, eğer dava sürecinde taraflardan birinin acil eylem gerektiren bir durumu varsa ve bu durum mahkeme tarafından değerlendirilirse, mahkeme geçici tedbirler koyabilir. Bu tedbirler, genellikle taşınmazın korunması, değerinin düşmemesi veya benzeri konuları içerebilir.
Önerimiz
Ortaklığın giderilmesi davasında icra işlemlerinin ne zaman ve nasıl başlatılabileceği konusunda net bilgi ve rehberlik için, bir avukatla çalışmak önemlidir. Avukatlarımız, davanın özelliklerine göre size özel tavsiyelerde bulunacak ve hukuki süreçleri doğru bir şekilde yönetmenize yardımcı olacaklardır. Bu, hukuki haklarınızın korunması ve sürecin hızlı ve etkili bir şekilde ilerlemesi için büyük önem taşır.
Ortaklığın Giderilmesi Davası Cevap Dilekçesi
T.C.
[İLGİLİ MAHKEMENİN ADI] HUKUK MAHKEMESİ’NE
DOSYA NO : [Dosya numarası]
CEVAP VEREN : [Adınız Soyadınız]
ADRES : [Tam adresiniz]
TELEFON : [Telefon numaranız]
VEKİLİ : [Eğer bir avukat tarafından temsil ediliyorsanız, avukatınızın adı ve iletişim bilgileri]
KARŞI TARAF : [Davacının adı soyadı]
ADRES : [Davacının adresi]
KONU : [Davacının konu başlığı] hakkındaki davanıza cevabımdır.
SAVUNMAM:
- [Davacının iddialarına karşı genel savunmanızı yazın. Örneğin, “Davacının ortaklığın giderilmesi talebine karşı çıkıyorum çünkü…”]
- [Davanın detaylarına dair spesifik savunma ve itirazlarınızı belirtin, örneğin malın değerinin yanlış hesaplandığına dair itirazlarınız veya ortaklık anlaşmasının şartları hakkında görüşleriniz.]
- [Mahkemeden talep ettiğiniz hususları belirtin, örneğin malın değerinin yeniden tespiti için bir bilirkişi incelemesi talep edilmesi.]
HUKUKİ NEDENLER : Türk Medeni Kanunu, İlgili Yargıtay Kararları ve Diğer İlgili Mevzuat.
DELİLLER : Tapu kaydı, varsa eksper raporu, sözleşmeler ve diğer ilgili belgeler.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının taleplerinin reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim. [Tarih]
İmza
Mirasta Ortaklığın Giderilmesi Davası
“Mirasta ortaklığın giderilmesi davası”, miras bırakanın ölümü üzerine mirasçılar arasında mirasın paylaşılmasını amaçlayan bir hukuki süreçtir. Miras bırakan kişinin vasiyetname bırakmamış veya vasiyetnamesinde tüm mal varlığını detaylı bir şekilde paylaştırmamış olması durumunda, mirasçılar arasında mal paylaşımı konusunda anlaşmazlık yaşanabilir. Bu tür durumlarda, mirasçılardan biri veya birkaçı, mirasın adil bir şekilde paylaşılması için mahkemeye başvurabilir.
Mahkeme süreci, terekenin (miras konusu mal varlığı) envanterinin çıkarılmasını, değerinin tespit edilmesini ve sonrasında bu mal varlığının kanuni miras paylarına göre mirasçılar arasında paylaştırılmasını içerir. Eğer miras malı kolayca bölünemeyen (örneğin bir ev veya arazi gibi) bir varlık ise, mahkeme gerekli gördüğü takdirde malın satışını ve elde edilen gelirin paylaşılmasını kararlaştırabilir. Bu dava türü, mirasçıların haklarını korumayı ve aralarındaki anlaşmazlıkları çözmeyi amaçlar.
Mirasta Ortaklığın Giderilmesi Davası
“Mirasta ortaklığın giderilmesi davası”, miras bırakanın ölümü üzerine mirasçılar arasında mirasın paylaşılmasını amaçlayan bir hukuki süreçtir. Miras bırakan kişinin vasiyetname bırakmamış veya vasiyetnamesinde tüm mal varlığını detaylı bir şekilde paylaştırmamış olması durumunda, mirasçılar arasında mal paylaşımı konusunda anlaşmazlık yaşanabilir. Bu tür durumlarda, mirasçılardan biri veya birkaçı, mirasın adil bir şekilde paylaşılması için mahkemeye başvurabilir.
Mahkeme süreci, terekenin (miras konusu mal varlığı) envanterinin çıkarılmasını, değerinin tespit edilmesini ve sonrasında bu mal varlığının kanuni miras paylarına göre mirasçılar arasında paylaştırılmasını içerir. Eğer miras malı kolayca bölünemeyen (örneğin bir ev veya arazi gibi) bir varlık ise, mahkeme gerekli gördüğü takdirde malın satışını ve elde edilen gelirin paylaşılmasını kararlaştırabilir. Bu dava türü, mirasçıların haklarını korumayı ve aralarındaki anlaşmazlıkları çözmeyi amaçlar.
Ortaklığın Giderilmesi Davası Masrafları
Ortaklığın giderilmesi davası masrafları, davanın karmaşıklığına ve süresine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Bu masraflar genelde şunları içerir:
- Avukat Ücretleri: Davanın yürütülmesi için avukat tarafından alınan hizmet bedeli. Avukat ücretleri, avukatın deneyimi ve ününe, davanın karmaşıklığına ve süresine göre değişebilir. Avukatla başlangıçta anlaşma yaparken, tüm ücretlerin net bir şekilde belirlenmesi önemlidir.
- Dava Harçları: Mahkemeye ödenmesi gereken harçlar. Bu harçlar, dava türüne ve mahkemenin bulunduğu yere göre değişkenlik gösterir.
- Bilirkişi Ücretleri: Davanın gerektirdiği durumlarda, malın değerinin belirlenmesi veya teknik bir konuda görüş bildirilmesi için bilirkişilere ödenen ücretler.
- Tanık Ücretleri: Eğer dava sürecinde tanık dinlenmesi gerekiyorsa, tanıklara ödenen yolluk ve gündelik gibi masraflar.
- Tebligat ve İlan Giderleri: Dava sürecinde yapılan tebligatlar ve gerekli hallerde ilan verilmesi için ödenen tutarlar.
- Diğer Giderler: Dava dosyasının fotokopisi, posta ücretleri gibi diğer çeşitli masraflar.
Dava sürecinde toplam masraf miktarı, işin uzaması ve ek delil toplama gibi ihtiyaçlara bağlı olarak artabilir. Bu yüzden, dava sürecine başlamadan önce tüm olası masrafların detaylı bir şekilde hesaplanması ve bütçe planlaması yapılması önemlidir. Avukatlarımız ile bu konuları detaylı bir şekilde görüşerek, süreç hakkında net ve şeffaf bir bilgi alabilirsiniz.
Ortaklığın Giderilmesi İhalenin Feshi Davası Süresi
Ortaklığın giderilmesi sonrasında yapılan ihalenin feshi davası, ortak mülkiyetteki malın satış işlemi sonrasında, bu satışın geçersiz kılınması amacıyla açılan bir davadır. Bu tür davalar genellikle, ihale sürecinde usulsüzlük olduğu iddiası üzerine açılır. Davanın süresi, çeşitli faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterebilir:
- Davanın Karmaşıklığı: İhale sürecinin karmaşıklığı ve itiraz edilen hususların detayı, davanın süresini etkileyebilir. Örneğin, ihale sürecindeki usulsüzlüklerin detaylı bir şekilde incelenmesi gerekebilir.
- Delil Toplama ve İnceleme Süreci: Davada sunulacak delillerin toplanması ve incelenmesi süresi, özellikle teknik veya detaylı bilgi gerektiren durumlar söz konusu olduğunda, zaman alabilir.
- Mahkemenin İş Yükü: Davanın görüleceği mahkemenin iş yükü de sürecin uzunluğunu etkileyen önemli bir faktördür. Yoğun mahkemelerde işlemler daha yavaş ilerleyebilir.
- İtiraz ve Temyiz Süreçleri: Davanın ilk kararına yapılan itirazlar ve temyiz süreçleri, davanın genel süresini uzatabilir.
Genellikle, bu tür davalar birkaç aydan birkaç yıla kadar sürebilir. Ancak, her dava benzersizdir ve belirli bir süre vermek her zaman mümkün değildir. En doğru bilgiyi almak için, konu hakkında deneyimli bir avukatla görüşmek yararlı olacaktır. Avukatlarımız, davanızın özelliklerini değerlendirerek süreç hakkında daha kesin bilgiler verecektir.
Ortaklığın Giderilmesi Davası Arabuluculuk Zorunlu mu ?
Türkiye’de ortaklığın giderilmesi davalarında arabuluculuk zorunludur. 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren yürürlüğe giren düzenlemelerle, mülkiyet hakkı ile ilgili davalarda (bu davalardan biri de ortaklığın giderilmesi davasıdır) dava açmadan önce arabulucuya başvurmak zorunlu hale gelmiştir. Bu düzenleme, taraflar arasındaki anlaşmazlıkların mahkemeye taşınmadan çözülebilmesi ve yargı sürecinin hızlandırılması amacını taşımaktadır.
Arabuluculuk sürecinde, taraflar bir arabulucu eşliğinde bir araya gelir ve sorunlarına karşılıklı kabul edilebilir bir çözüm bulmaya çalışırlar. Arabulucunun görevi, taraflar arasında diyalog kurulmasını sağlamak ve anlaşmazlığı çözmek için tarafları yönlendirmektir. Eğer taraflar arabuluculuk sürecinde anlaşmaya varırsa, bu anlaşma mahkeme tarafından onaylanarak yürürlüğe girer ve yasal bir bağlayıcılık kazanır.
Eğer arabuluculuk sürecinde anlaşma sağlanamazsa, taraflar dava açma hakkına sahiptir ve süreç mahkemede devam eder. Arabuluculuk süreci genellikle daha az maliyetli ve daha hızlıdır, bu nedenle taraflar için faydalı bir ön adım olarak görülebilir. Ancak, arabuluculuk sonucunda anlaşmaya varılamaması halinde, normal yasal süreçler izlenir.
İzale-i Şuyu Davası Hissemi Satmak İstemiyorum Durumu
Eğer izale-i şuyu (ortaklığın giderilmesi) davası kapsamında hissenizi satmak istemiyorsanız, bu durumu dava sürecinde mahkemeye ve diğer ortaklara açıkça belirtmelisiniz. İzale-i şuyu davası, genellikle ortak mülkiyette olan malın paylaşılamaması durumunda, bu mülkiyetin sona erdirilerek malın satılması ve elde edilen gelirin paylaşılması amacıyla açılır. Ancak, tüm ortaklar satışa razı olmak zorunda değildir.
İşte izale-i şuyu davasında hissenizi satmak istemediğinizde izleyebileceğiniz bazı adımlar:
- Duruşmalara Katılma: Davanın tüm duruşmalarına katılarak, hissenizi satmak istemediğinize dair görüşlerinizi aktif bir şekilde ifade edin.
- Arabuluculuk Önerisi: Arabuluculuk sürecini kullanarak diğer ortaklarla anlaşmaya varmaya çalışın. Belki malın kullanımı konusunda alternatif bir düzenleme yapılabilir veya diğer ortaklar sizin hissenizi satın almayı kabul edebilir.
- Hisseni Satın Alma Teklifi: Eğer mümkünse ve maliyeti karşılayabilirseniz, diğer ortakların hisselerini satın almayı teklif edebilirsiniz. Bu şekilde malın tamamına sahip olabilir ve ortaklığı kendiniz sonlandırabilirsiniz.
- Mahkemeye Sunulacak Belgeler: Mahkemenin karar verme sürecini etkileyebilecek her türlü belgeyi sunun. Örneğin, malın bölünemeyecek bir yapıda olduğunu gösteren raporlar veya mülkün duygusal değeri hakkında bilgiler önemli olabilir.
- Avukat Tutma: Bu tür bir dava karmaşık hukuki süreçler içerebildiğinden, konusunda uzman bir avukatla çalışmanız önemlidir. Avukatınız, sizin haklarınızı koruyacak stratejiler geliştirebilir ve en iyi sonucu almanıza yardımcı olabilir.
Hissenizi satmak istememeniz, dava sürecinin seyrini etkileyebilir ve mahkemenin kararına yansıyabilir. Bu nedenle, tüm seçeneklerinizi değerlendirerek ve hukuki destek alarak sürece katılmanız önemlidir.
İzale-i Şuyu Davada Hissedarın Alış Önceliği
İzale-i şuyu (ortaklığın giderilmesi) davasında, genellikle ortak mülkiyetteki malın satışı söz konusu olduğunda, hissedarlara alış önceliği (şuf’a hakkı) tanınabilir. Şuf’a hakkı, ortak mülkiyetten kaynaklanan ve diğer hissedarlara, malın üçüncü şahıslar tarafından satın alınmadan önce, bu malı öncelikli olarak satın alma hakkı veren bir hukuki düzenlemedir.
Şuf’a Hakkının Uygulanması:
- Hisse Satışı Durumunda:
- Eğer ortaklardan biri hissesini satmak isterse, diğer ortaklara bu hisseyi piyasa değeri üzerinden satın alma hakkı sunulur.
- Bu hak, satış işlemi gerçekleşmeden önce diğer ortaklara teklif edilmelidir.
- Mahkeme Kararı ile Satış Durumunda:
- İzale-i şuyu davası sonucunda malın mahkeme kararıyla satılmasına karar verilirse, genellikle malın açık artırma yoluyla satışı söz konusu olur.
- Bu durumda, ortakların malı satın alma konusunda öncelikli hakları olup olmadığı, mahkeme tarafından belirlenen satış şartlarına ve yerel hukuk düzenlemelerine bağlıdır.
Yerel Hukuk Düzenlemeleri:
- Türkiye hukukunda, şuf’a hakkının uygulanması Medeni Kanun ve ilgili yargı kararları ile düzenlenmiştir.
- Şuf’a hakkının kullanılabilmesi için belirli şartların sağlanması gerekmektedir, örneğin, hissedarların bu hakkı kullanmak istediklerini belirli bir süre içinde beyan etmeleri gerekebilir.
Uygulamada Dikkat Edilmesi Gerekenler:
- Şuf’a hakkının kullanılması, satışın adil ve şeffaf bir şekilde yapılmasını sağlamak için önemlidir.
- Hissedarların, şuf’a hakkını kullanmak istemeleri halinde, bunu belirli bir süre içinde ve uygun şekilde yapmaları gerektiği unutulmamalıdır.
- Satış süreci ve şuf’a hakkının uygulanması konusunda, konusunda deneyimli bir avukattan hukuki danışmanlık almak, sürecin doğru yönetilmesine yardımcı olabilir.
Sonuç olarak, izale-i şuyu davasında hissedarların alış önceliği, hem satış işlemlerinin adil yürütülmesi hem de diğer ortakların haklarının korunması açısından önemli bir mekanizmadır. Ancak, bu hakların nasıl kullanılacağı konusunda detaylı bilgi ve hukuki destek almak önemlidir.
Ortaklığın Giderilmesi Davasında Hissedarlar Arasında Satış
Ortaklığın giderilmesi davasında hissedarlar arasında satış, hissedarların ortak mülkiyetteki malı mahkeme kararı olmadan kendi aralarında paylaşmalarını veya satmalarını ifade eder. Bu süreç, tarafların anlaşmazlıkları mahkeme dışında çözerek zaman ve maliyetten tasarruf etmelerini sağlayabilir. Hissedarlar arasında yapılan satış, genellikle aşağıdaki şekillerde gerçekleşebilir:
- Bir Hissedarın Diğerlerinden Hisseleri Satın Alması:
- Hissedarlardan biri veya birkaçı, diğer hissedarların paylarını satın alarak mülk üzerinde tek başına hak sahibi olabilir. Bu, özellikle diğer ortaklar mülkten çıkmak istediğinde tercih edilen bir yöntemdir.
- Ortak Satış:
- Hissedarlar, mülkü piyasada bir alıcı bulmak ve mülkü ortak bir kararla satmak için anlaşabilirler. Bu durumda, elde edilen gelir hissedarlar arasında paylaşılır.
- Şuf’a Hakkının Kullanılması:
- Şuf’a hakkı, ortak mülkiyetteki bir hissenin satılması durumunda diğer ortaklara öncelikli satın alma hakkı verir. Bu hak, satış işlemi dışındaki birine yapılmadan önce, diğer hissedarlara malı piyasa değerinden satın alma fırsatı sunar.
Satışın Hukuki Şartları ve Süreci:
- Anlaşma: Hissedarlar arasında yapılan anlaşmanın, tüm tarafların haklarını koruyacak şekilde adil ve dengeli olması önemlidir.
- Sözleşme: Satış işlemi noter onaylı bir satış sözleşmesi ile resmiyet kazanır. Sözleşme, satış koşulları, satış fiyatı ve tarafların yükümlülükleri gibi önemli detayları içermelidir.
- Tapu İşlemleri: Satış sonrası tapu devir işlemlerinin yapılması gerekmektedir. Bu işlem, tapu dairesinde gerçekleştirilir ve satışın resmi kayıtlara geçmesini sağlar.
Avantajlar ve Dikkat Edilmesi Gerekenler:
- Maliyet ve Zaman Tasarrufu: Mahkeme sürecine gitmeksizin yapılan bu tür bir satış, hem zaman hem de maliyet açısından tasarruf sağlar.
- Anlaşmazlıkların Çözümü: Tarafların kendi aralarında anlaşmaya varmaları, uzun süreli hukuki mücadeleleri ve olası anlaşmazlıkları önler.
- Hukuki Destek: Hissedarlar arasında yapılan satış işlemleri, hukuki açıdan karmaşık olabilir. Bu nedenle, işlemlerin hukuka uygun şekilde yürütülmesi için avukatlık desteği almak önemlidir.
Hissedarlar arasında satış, ortak mülkiyetin sonlandırılmasında etkili ve verimli bir yöntem olabilir. Ancak, tüm tarafların haklarının korunması ve sürecin hukuka uygun şekilde yürütülmesi için detaylı planlama ve profesyonel danışmanlık gerektirir.
İzale-i Şuyu (ortaklığın giderilmesi) Davasında Değer Tespiti Nasıl Yapılır ?
İzale-i şuyu (ortaklığın giderilmesi) davasında değer tespiti, davaya konu olan mülkün gerçek piyasa değerinin belirlenmesi sürecidir. Bu değer tespiti, mülkün satılması ve elde edilen gelirin hissedarlar arasında adil bir şekilde paylaştırılması için önemlidir. Değer tespiti genellikle aşağıdaki adımları içerir:
- Bilirkişi Atanması:
- Mahkeme tarafından, mülkün değerini tespit etmek üzere tarafsız ve uzman bir bilirkişi atanır. Bilirkişinin seçimi, konunun uzmanlık alanına göre yapılır (örneğin, gayrimenkul değerleme uzmanı).
- Keşif ve İnceleme:
- Bilirkişi, mülkü yerinde inceleyerek bir keşif yapar. Bu inceleme sırasında, mülkün konumu, büyüklüğü, yapısı, kullanım durumu, çevresel faktörler ve benzeri özellikler değerlendirilir.
- Piyasa Araştırması:
- Mülkün bulunduğu bölgedeki benzer özelliklere sahip mülklerin piyasa değerleri araştırılır. Bu, mülkün değerinin belirlenmesinde önemli bir referans noktası sağlar.
- Rapor Hazırlanması:
- Bilirkişi, tüm incelemelerini ve değerlendirmelerini kapsamlı bir rapor haline getirir. Rapor, mülkün değerini destekleyen veriler, fotoğraflar ve karşılaştırmalar içerir.
- Mahkemeye Sunum:
- Hazırlanan değerleme raporu, mahkemeye sunulur. Tarafların rapora itiraz etme hakkı vardır. İtirazlar varsa, mahkeme bu itirazları değerlendirerek gerektiğinde ek bir bilirkişi incelemesi talep edebilir.
- Mahkeme Kararı:
- Mahkeme, sunulan bilirkişi raporunu ve tarafların itirazlarını değerlendirerek mülkün değerine ilişkin bir karar verir. Bu değer, mülkün satışı veya diğer hukuki işlemler için temel teşkil eder.
Değer tespiti süreci, izale-i şuyu davasının adil ve etkin bir şekilde sonuçlandırılmasında kritik bir rol oynar. Bu nedenle, değerleme işleminin doğru ve adil yapılması için uzman bilirkişilerin görevlendirilmesi ve tarafların süreçte aktif olarak yer alması önemlidir. Hissedarlar veya ilgili taraflar, süreç hakkında bilgi almak ve haklarını korumak için konusunda deneyimli avukatlarımız ile görüşebilirsiniz.
Hisseli Tapu İzale-i Şuyu
Hisseli tapu, gayrimenkulün birden fazla kişiye ait olduğunu ve bu gayrimenkul üzerindeki mülkiyetin hisselere bölündüğünü gösteren tapu şeklidir. Bu durumda, her bir hissedar mülk üzerinde oranlarına göre mülkiyet hakkına sahiptir. Örneğin, bir evin %50’si bir kişiye, %50’si ise başka bir kişiye ait olabilir.
İzale-i şuyu ise, hisseli mülkiyetin sonlandırılması amacıyla açılan bir davadır. Bu dava, genellikle hissedarlar arasında mülkün kullanımı, yönetimi veya satışı konusunda anlaşmazlık yaşandığında ortaya çıkar. İzale-i şuyu, Türkçe’de “ortaklığın giderilmesi” olarak da bilinir.
İzale-i Şuyu Davası Nasıl İşler?
- Dava Açılması:
- Hissedarlardan biri veya birkaçı, ortak mülkiyetin sonlandırılması için mahkemeye başvurabilir.
- Değerleme ve Satış:
- Mahkeme, mülkün değerini belirlemek için bir bilirkişi atar.
- Mülk, genellikle açık artırma yoluyla satılır.
- Gelirin Dağıtımı:
- Elde edilen satış geliri, hissedarların paylarına göre aralarında bölüştürülür.
İzale-i şuyu davası, hissedarların kendi aralarında anlaşarak mülkü bölüşememeleri veya bir hissedarın diğerlerinin hisselerini satın alamaması gibi durumlarda kullanılır. Bu dava, her bir hissedarın mülkiyetten adil bir şekilde çıkarılmasını ve haklarının korunmasını sağlar.
İzale-i Şuyu Açık Artırma Kuralları
İzale-i şuyu (ortaklığın giderilmesi) davasında mülkün satışı genellikle açık artırma yoluyla gerçekleştirilir. Açık artırma, mülkün piyasa değerinde ve adil bir şekilde satılmasını sağlamak amacıyla düzenlenir. İşte izale-i şuyu davasında açık artırmayla ilgili temel kurallar:
- Bilirkişi Değerlemesi:
- Açık artırma öncesinde, mülkün gerçek piyasa değerinin tespiti için bir bilirkişi tarafından değerleme yapılır. Bu değerleme, açık artırmanın başlangıç fiyatını belirler.
- İlan ve Duyuru:
- Açık artırma tarihi, yeri ve şartları, genel olarak kamuoyuna ilan edilir. Bu ilanlar, genellikle mahkeme tarafından belirlenen yerel gazetelerde ve bazen online platformlarda yapılır.
- Şartname:
- Açık artırmanın nasıl yürütüleceğine dair detaylar, bir şartname içinde belirtilir. Şartname, artırma koşulları, minimum artış miktarları ve diğer önemli bilgileri içerir.
- Katılım Koşulları:
- Açık artırmaya katılmak isteyen alıcıların, genellikle bir teminat bedeli yatırmaları gerekir. Bu, ciddi alıcıların sürece katılmasını sağlar ve alıcıların artırmadan çekilmeleri durumunda oluşabilecek zararları minimize eder.
- Açık Artırma Süreci:
- Belirlenen tarih ve saatte, ilan edilen yerde açık artırma başlar. Alıcılar, artırma şartnamesine göre tekliflerini sunarlar.
- En yüksek teklifi veren alıcı, mülkü satın alma hakkını kazanır.
- Satışın Tamamlanması:
- Açık artırmayı kazanan alıcı, belirlenen süre içinde satış bedelini ödemek zorundadır.
- Ödeme yapıldıktan sonra, tapu devir işlemleri gerçekleştirilir ve mülk yeni sahibine resmi olarak devredilir.
- Hissedarların Hakları:
- Hissedarların, açık artırmaya katılma veya kendi mülklerini satın alma hakkı vardır. Bu, hissedarların mülkü üçüncü şahıslara kaptırmadan önce kendilerinin satın alabilme fırsatını garanti altına alır.
Açık artırma süreci, izale-i şuyu davasının adil ve şeffaf bir şekilde sonuçlanmasını sağlamak için önemli bir mekanizmadır. Hissedarların ve alıcıların, sürecin nasıl işlediğini anlamaları ve buna göre hareket etmeleri gerekmektedir.
Kira tespit davası başlıklı yazımızı incelediniz mi ?